DEĞİŞİM YOLCULUĞU: Yeni Bir Başlangıç İçin Adım Atmak

Değişim ve uyum konusunda sanırım en çok zorlanan canlı insandır.

Şimdi sorabilirsiniz hangi veri, analiz, araştırmaya göre bu tezi aktarıyorsun? İşte ilk uyumsuzluk başladı.

İnsan, tarihin ilk günlerinden bugüne kadar sürekli gelişim içerisinde yaşamıştır. Kendi farkındalığını anladığı an üremek, beslenmek, büyümek ve merak gibi ihtiyaçları ile gezegeni keşfetmiş, kıtaları bulmuş, savaşlar yapmış hem yaşamı kolaylaştırma hem de zaman tasarrufu sağlayabilecek teknolojik gelişmeleri bulmuştur.

Kısa bir hatırlama yolculuğu yapmanızı istiyorum.

Bugün hepimizin kullandığı cep telefonlarının 90’lı yıllardaki halini hatırlıyor musunuz? Bugün sınırsız uygulama yazılımları ile yapamadığımız şey yok gibi. Ses iletişimi olarak icat edilen telefon bugün görüntü ve yazı iletişimini de destekliyor.

  • Peki bu gelişmeleri sağlayabilen insan, kendi gelişimi için neler yapıyor?
  • Siz neler yapıyorsunuz?

Okumuyoruz, araştırmıyoruz, gezmiyoruz, yeteneklerimizi bilmiyoruz. Kulaktan kulağa oyunu gibi yaşamımızın belki yarısını harcıyoruz. Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın deyip, bin birinci yılda bizi sokmasını izliyoruz.

Önyargılar, eleştiriler, şüpheler, ben biliyorumlar ve her zaman haklı olma hali…

Her şeyi çok iyi yapıyoruz değil mi? Hepimiz kendi mesleğini eksiksiz ve mükemmel icra ediyor. Hastalarımız iyileşiyor, gıdalar sağlıklı, terziler tadilat yapıyor, çiftçi mahsul üretiyor, içme sularımız sağlıklı, öğretmenler eğitim neferi, işçiler üretimde, kamu toplum refahı için çalışıyor…

Şikâyet ve eleştiriler hep kendimizin dışında. Kavga olduğunda izleriz, düşene güleriz, toplu taşıma araçlarında, caddelerde kadınlar tacize uğrar görmeyiz.

İnsanları dinleyin ve onlara kendilerinden bahsetme fırsatı verin. 

 P. Corneille

Dünyayı teknoloji, bilim, sanat ile modernleştirdikçe, daha iyi ve mutlu bir yaşam için uğraşırken psikolojik ve ekonomik sorunlar, depresyon, afetler, ölümler artış göstermeye başladı. Peki, insan mutlu olmayı başarabiliyor mu?

Bu sorunun cevabı mutluluğu ne ile tanımladığınıza bağlı olarak değişebilir. Mutlu olmayı hiç üzülmemek, ağlamamak, hastalanmamak, terk edilmemek, istediği her şeyi alabilmek gibi kriterlere bağlıyorsak üzgünüm kara görünmüyor. Kapitali güçlü insanların yaşamlarına bakarsak, inişli çıkışlı bir döngü içindeler, üstelik imkanları her şeye yeterken!

Herkes mutluluğun tarifini maddeler halinde yazıp anlatıyor. Kriterler sunuyor ki bunları yaparsanız mutlu olursunuz, başarırsınız, işinizde yükselirsiniz sloganları ile sesleniyorlar.

Mutluluğu zenginliğe, başarıyı hırsa, sağlıklı yaşamı spora, bilgiyi gezmeye tercih ettiğimiz sürece yaşam yolumuzda kasislere denk gelmek kaçınılmazdır.

Edip Cansever’in

‘’bir akşamüstünü düşünmek bir akşamüstünü düşünmekten başka nedir ki?’’

Dizelerinden bakarsak ‘’Yaşamak yaşamaktan başka nedir ki?’.

Ailemizden, sevdiklerimizden, dostlarımızdan, ülkemizden, değerlerimizden, örflerimizden, türkülerimizden, tarihimizden ‘’Dünya tersine dönse, vazgeçmem’’ derken dünya tersine döndü(!).

Ve bazıları için vazgeçeli çok oldu.

Mutlu muyuz?

Mutlu olmak için neye ihtiyacın var?

Değişim için ne yapman gerekiyor?

….

Haydi gel başa dönelim, yeniden şekillenelim, arınalım. Siyahları renklendirelim, umudu tazeleyelim, gelişelim, büyüyelim.

Hazır mısın?

Bizim şimdi yapmamız gereken, gelecek günleri düşünmek ve yaşama bir anlamda yeniden başlamak.

Dostoyevski

    sweet bonanza says:
    Nisan 17, 2024 Yanıtla

    Very nice post. I simply stumbled upon your blog and
    wanted to say that I’ve really loved browsing your blog posts.
    After all I’ll be subscribing in your rss feed and I hope you write again very soon!

Leave a Comment

Your email address will not be published.