Son 1 yıldır özellikle yeni mezun olmuş veya akredite eğitimi devam eden koç adayları ile ‘marka olmak’ üzerinde eğitim ve mentorluk çalışmaları yürütüyorum.
Uzun yıllar çalıştığım hukuk sektöründe de ‘kurumsal’ olmak üzerine epeyce mesai harcamış ve oldukça güzel projelere liderlik etmiştim.
Ama en çok karıştırılan şeylerden birisi de ‘kurumsallaşma’ ile ‘markalaşma’.
Bu günlerde yakın bir arkadaşımın girişimini markalaştırmak üzere yaptığımız görüşmelerin etkisi ile bir şeyler yazmak istedim.
Son yıllarda trend olan ‘kendi işini kurmak’ konusu başta renkli ve coşkulu geliyor olsa da inanın süreç başladığında yolculuk kimileri için aynı duyguları korumuyor. Şu bir gerçek ki ne iş yapacağınıza karar vermek kadar bu işi ‘markalaştırmak’ da bir o kadar önemli.
Eğer yaptığınız işi büyütmek istiyorsanız markalaşmalısınız.
Markalaşmak size;
- Bilinirliliği,
- Sektörde diğer markalarla buluşmayı,
- Profesyonel çalışma hayatını,
- İş ortaklıklarını,
- Hedef kitleyi,
- Güvenirliliği,
- Büyümeyi,
- Gelişimi,
Sağlayacaktır.
Bir iş yapıyor olmanız sizi marka yapmaz. İşletme dediğimiz çemberin dışına çıkabilmek için bazı sorulara cevap veriyor olmanız gerekir.
Bunlar başlıca;
- Marka neye hizmet ediyor?
- Marka kime hizmet ediyor?
- Hedef kitle kim?
- Neye çözüm sunuyor?
- Markayı diğerlerinden ne ayırıyor?
..
Şüphesiz iyi ilişkiler kuran ve belli bir kitlenin sorununa çözüm üreten iş kazanır. Öyle ki sadece sloganı ile marka yolculuğunda sayısız sadık müşteri toplayan birçok marka var.
Bu neden senin markan olmasın?
Bugün yaptığın işin marka olması senin elinde. Nasıl büyüyeceği ise ne kadar kişiye ulaştığın ile ilgilidir.
Marka, sesi olan, duygu uyandıran ve mesaj yayan bir kişidir.
Richie Norton
Eğer bu konuda desteğe ihtiyacın olursa bana her zaman ulaşabilirsin.
