İŞ DÜNYASINDA HİYERARŞİ VE AGİLE YÖNETİM

Günümüzde hala yaygın olarak kullanılan hiyerarşik sistem hem kamuda hem de iş dünyasında kurumların yönetimini düzenleyen bir ast-üst ilişkisini temsil etmektedir. Ancak, geleneksel hiyerarşinin işlevselliği sorgulanır hale gelmiş ve özellikle Agile yönetim sistemine geçişin önemi giderek artmıştır. Bu yazıda, hiyerarşik sistemin zorlayıcı yönlerini ve Agile sistemle sağlanacak avantajları ele alarak, iş dünyasındaki liderlerin ve yöneticilerin dikkatini çekmeyi amaçlıyoruz.

Hiyerarşi, işlerin sınıflandırılması ve yetkilendirmenin belirlenmesini sağlasa da üstten alta doğru artan baskıyı içinde barındıran bir yapıdır. Ancak, zaman içinde uygulamalardaki değişikliklerle şekillenen bu köklü sistem, her kurumun kendi örgüt yapısına göre yönetim zincirini oluşturmasına olanak tanımıştır. Ancak, Antik Yunan döneminden günümüze kadar var olan hiyerarşik sistem, doğru anlaşılıp uygulanıyor mu sorusuyla karşı karşıyadır.

Agile yönetim anlayışı, iş süreçlerini daha esnek, hızlı ve müşteri odaklı hale getirerek, şirketlerin rekabet avantajını artırmasına yardımcı olmaktadır. Bu sistem, iş akışındaki görev dağılımını zeminine sağlam bir şekilde yerleştirirken, emir-komuta zincirinin getirdiği kısıtlamalardan kaçınmayı hedefler. Özellikle, iş dünyasında hızla değişen koşullara uyum sağlayabilme yeteneği, Agile’in en önemli avantajlarından biridir.

Çalışma hayatında karşılaşılan en büyük sorunlardan biri olan yetki-sorumluluk ikilisi, sıklıkla göz ardı edilen bir konudur. Geleneksel hiyerarşide, görev dağılımı yapılırken genellikle çalışanın tecrübesi, eğitimi ve sosyo-psikolojik durumu göz önünde bulundurulur. Ancak, bu durum zaman içinde sorunlara yol açabilir. Verilen sorumluluk ile yüksek performans beklentisi içinde olan çalışanlar, zamanla yetki eksikliği ve üst düzeydeki yöneticilerin duygusal tavırlarıyla karşılaşabilirler.

Bu noktada, Agile sistem, çalışanların içsel motivasyonlarını ön plana çıkararak, onları daha değerli ve önemli hissettirir. Sorumluluk verilen çalışanlar, işlerini daha yüksek bir performansla tamamlama eğilimindedirler. Ancak, geleneksel hiyerarşik yapıda, sorumlulukla birlikte gelen yetki eksikliği, çalışanlar arasında çatışmalara ve motivasyon kaybına neden olabilir.

Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinin en üst düzeyindeki “Kendini Gerçekleştirme İhtiyacı” ve “Saygı İhtiyacı” kavramları, bireyin farkındalığını artırarak, çevresinden saygı görmesi ve özsaygısının güçlenmesiyle doğru orantılıdır. Bu değerlerin beslenmesi, çalışanın iyi olmasını sağlayan temel unsurlardır.

Günümüzde, iletişimdeki problemler genellikle liderlik ve statü gibi hiyerarşik kavramlardan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, doğru bir şekilde kurulan ve sürekli olarak müdahale edilen bir sistem, anarşik duyguların azaltılmasına yardımcı olabilir. Adil davranış, kişilerin yetenekleri göz önüne alınarak yapılan bölümlendirmeler, işletmelerin başarılı olmasında kritik bir rol oynar.

Sonuç olarak, Agile yönetim sistemi, hiyerarşik yapının getirdiği sınırlamalardan kaçınarak, iş süreçlerini daha esnek ve müşteri odaklı hale getirme potansiyeli sunar. Bu yazıda ele alınan konular, iş dünyasında daha etkili bir yönetim anlayışının kapılarını aralamasına yardımcı olacağını düşünüyorum.

Leave a Comment

Your email address will not be published.