Hedeflerine ulaşmak için; çok çalışıyor ya da üzerine düşen ne varsa yapıyorsun ama istediğin başarıya ulaşamıyor musun?
Ve bazen elinde olmayan veya senin dışında gelişen bazı engeller için mücadele veriyor olabilirsin.
Aslında hep aynı şarkı melodisi kulaklarda. Bazıları için en küçük bir sorun bile başarıya ulaşması için engel olabiliyor.
Genellikle birçoğunuzun aklında çok iyi projeler, fikirler vardır. İmkân verilse neler yapabileceği film senaryosu gibi anlatılır. Ben o kadar zengin olacaktım, ben o takımın hocası olacaktım, ben o sahada oynayacaktım, benim de sesim güzel ama elimden tutan olmadı, imkân vardı da biz mi okumadık, sen benim nelerle uğraştığımı biliyor musun?.. Böyle uzar gider.
Hedefi konusunda ısrarcı olmayan ya da kendinde o gücü göremeyenler genellikle benzer başlıklar altında toplanır.
- Atalet: Erteleyen ya da harekete geçemeyenler.
- Mükemmeliyetçilik: Her şey belirlediği standartlarda olmadan başlayamayanlar.
- Kolay Olanı Seçmek: Zor olandan kaçanlar, uğraşmak istemeyenler.
- Batsın Bu Dünya: Şansızım, kadersizim diyenler.
- Akraba, Eş, Dost: Çevresini bahane edenler ya da onlarsız nefes alamayanlar
- Hemencilik: Bir adımda bile hemen sonuç olsun isteyenler.
Hedefe ulaşmak yani başarı; çalışma sisteminde istikrar ve süreklilik ister. Bu yolda sizi engelleyen, yavaşlatan bazen düşünceleriniz, bazen yaşamınız ve bazen de çevrenizdeki insanlar olabilir. Eğer bu her ne ise üzerine gidip çözmelisiniz.
Yaşadığınız sorunları doğru analiz edebilir ve üzerinde düşünsel mesai yapabilirseniz aslında bir fırsat elde etmiş olabilirsiniz. Ama böyle bir durumda ya iç sesiniz ya da çevreniz olumsuz konuşmalarla enerjinizi ve hareketinizi düşürebilir. Aslına yapmanız gereken o kadar basit ki! Biraz sesi kısmak.
Çocukluğunuzu hatırlamanızı istesem, biraz o günlere gidebilir misiniz? Belki bazıları için zorlu ve eksiklik içinde olduğu yaşlarda olabilir. İmkânlar, aile, ekonomi vs. Ama yine de şuna inanıyorum ki herkesin bir hayali vardır ve o hayali düşünürken bile onun için çalışmaya başlar. Kimisi bu hayallerin peşinden koşar, kimisi koşmaz kimisi koşmak istese de koşamaz. Ama koşmak istemeyenler aslında üzerinde durmak istediğim şey.
Jim Rohn’un çok sevdiğim bir sözü var;
‘En çok vakit geçirdiğin 5 kişinin ortalamasısın.’
Hemen düşünebilirsin acaba benim için bu 5 kişi kim diye.

Eğer çevrenizde sizi destekleyen, seven, hayran olan ve hatta büyüten insanlar yoksa hedeflerine ulaşman güçtür. Çok az insan tek başına başarıya ulaşabilmiştir. Ancak kendini ve zamanını hoyratça kullanarak.
Hedefiniz her ne ise önce sen onunla ilgili düşünmeli ve konuşmalısın. Eğer sen başarının dilini öğrenirsen o zaman bu dilin dışında hiçbir dili duymayacak, duysan da anlam vermeyeceksin.
Peki, böyle mi olmak zorunda?
Birçok başka yolu da olabilir ama en önceliği bence yukarıda söylediklerimden geçiyor.
Sinan Canan’ın katıldığı bir tv programını izlerken söylediği bir sözü aklıma kazınmıştı.
‘Eyleme geçmeyen farkındalık, pişmanlıktır.’
Genelde sorunu hep dışarda ararız. Buraya kadar bahsettiğim şeyler her ne kadar dışarı gibi görünse de verilecek karara göre yön alacağı için aslında aradığımız şey kendi içimizde.
Başarıya ulaşmak için harekete geçin. Engelleri aşın, faydasız sesleri kısın ve hedefleriniz için çalışın. Ve istediğiniz seviyeye ulaşana kadar binlerce kez aynı şeyi tekrarlayın.
Bir başarı elde ettiğinizde göreceksiniz ki, aslında imkânsız bir şey yok. Bir kez başardığınızda artık bunu tekrar elde etmek isteyen bir zihin kontrolünü elde edeceksiniz. Her yıl bir adım daha ileride olduğunuzu görecek ve bundan faydalanacaksınız.
Umarım bu yazıdan sonra artık sende hedeflerine sıkı sıkıya sarılırsın.
